İsokrates

İsokrates'in Pushkin Müzesindeki büstü

İsokrates (Yunanca: Ἰσοκράτης ; MÖ 436 - MÖ 338), yaşadığı dönemde Yunanistan'ın en ünlü söylevcilerinden biriydi. Yazdığı kitaplar ve verdiği eğitimle söylevciliğe olan katkısı çok büyüktür. Genel olarak Yunan söylevciliği MÖ 5. yüzyılda söylev kurallarını sınırlayan Syracuseli [Sicilya adasının 9 ilinden biri - (latince, Syracusae, arum f.)] Koraks’a dayanır. Mahkeme söylevciliğini geliştiren öğrencisi Tisias da İsokrates’e ders vermiştir. Bu dönemde söylevciliğe verilen önem artmıştır, söylevciliğin gelişimi hukuk kuralları ve demokrasi gibi sosyal ve politik değişimler yüzünden engellenmiştir.

Söylev eğitimine talep arttıkça bazı filozoflar ve öğretmenler söylevcileri eğitmek için kendi okullarını kurmuşlardır. Bunların arasında İsokrates ve Gorgias gibi öğretmenlerin bulunduğu Sofistler de vardır. Bu okullar karlı kurumlar olmuş fakat itibarlarını zamanla kaybetmişlerdir.

Protagoras, Gorgias ve İsokrates gibileri retoriği sistemli bir eğitim aracı haline getirmişler ve düşüncelerinin temeline almışlardır.

Hayatı

Varlıklı bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelmiş ve iyi bir eğitim almıştır. Babası müzik aleti yapımcısı Theodoros’tur. Peloponnes Savaşı sırasında, 436 yılında Erkhia demosunda doğmuş, 338 yılında 98 yaşındayken ölmüştür. Sofistler’in derslerini izlemiş, Gorgias ve Prodikos’un öğrencisi olmuştur. Sokrates’i de dinlemiştir. Peloponnes Savaşı yüzünden ailesi her şeyini kaybedince, para kazanmak zorunda kalmış ve logograf olarak hayatına devam etmiştir; fakat bu işte pek fazla başarı gösterememiştir. Bu sebeple söylev öğretmenliği yapmaya karar vererek MÖ 392 yılında kendi söylev okulunu kurmuştur. Bu okul sayesinde şöhret ve para kazanmıştır. Hypereides ve Aiskhines de onun öğrencileridir. İsokrates, açtığı okulda söylev derslerinde söylev örneklerine yer veriyordu. Söylev eğitimi, dili kullanarak problemleri çözmeye yönelik pratik bir eğitimdi. Aynı zamanda vatandaşlık eğitimi de vererek, öğrencilerini kente hizmet etmeye yönelik eğitiyordu. Öğrencileri birçok konuda söylevler vererek deneyim kazanıyorlardı.

Platon’un sofistlere karşı eleştirileri yüzünden İsokrates’in söylev ve felsefe okulu ahlaka aykırı bulundu. İsokrates’e göre iyi bir söylevci sadece söylev öğretebilen kişi değil aynı zamanda felsefe bilim ve sanatta geniş bir bilgiye sahip olmalıydı. Bunun yanı sıra söylevci özgürlük, otokontrol ve erdem gibi Yunan idealarına da sahip olmalıydı; bu konuda Cicero ve Quintilianus gibi Romalı söylevcileri de etkilemiştir. Söylevciliğin bir sanat dalı olmasında da öncü olmuştur. Dinleyicinin ilgisini çekmek için ritim ve çekim değişiklikleri katarak açık ve sade bir stil geliştirdi. Birçok söylevcinin tersine söylevi gerçeği öğretmekten çok gerçeği açığa çıkarmak olarak gördü.

İsokrates dürüst, gururlu, bilgili ve kültürlü bir insandı. Siyasi bakımdan sadece Atina değil, Yunan yurtseverliğinden yanaydı. Bütün Yunanistan’ın Pers İmparatorluğu’na karşı birleşmesini istediği için Makedonya Kralı II. Philippos’a karşı hoşgörülü davranmıştır. MÖ 338 yılında açlık grevi yaparak öldüğü söylenir.

Okulu

İsokrates’in okulunda retorik, felsefeyle mücadele etmiş, gençlerin eğitimiyle ilgili amacı yüzyıllar boyunca sürecek bir mücadele başlatmıştır. Retoriğin bu dönemdeki yükselişi MÖ 4. yüzyılın en önemli olayı ve İsokrates de bu dönemin tipik bir temsilcisiydi. Söylev okulunda Yunanistan’ın birçok itibarlı yurttaşını eğitmiştir. Bu kişilerden bazıları; Kral Nikokhles, Ephoros ve Theopompos adlı tarihçiler, Timotheos, Lykurgos ve Hyperides.

Kendi öğrettiği sanatı logon paideia (söz eğitimi) olarak tanımlamıştır. İsokrates büyük bir ahlak hareketinin öncülüğünü üstlenmiş, eğitim tarihinde hümanist eğitim anlayışının babası olarak değerlendirilmiştir.

Yunanların ve sofistlerin en ünlü eğitimcisi olan İsokrates’in asıl çıkış noktası zihinsel bir eğitimin yanında güçlü bir karakter eğitimi de sağlamaktı. Platon'un Akademia'sından birkaç yıl önce MÖ 4. yüzyıl sonunda kurduğu ve bütün Yunan dünyasına egemen olan söylev eğitimine philosophia, kendisine de philosophos demiştir (Antid. 50; 270; 285). Eğitim sistemini, öğrencisi olduğu Gorgias’ın düşüncelerini temel alarak, ‘soylu konular üzerinde iyi konuşmasını ve yazmasını öğrenmek’ olarak tanımlamıştır. İsokrates Platon’cu veya Aristoteles’çi anlamda felsefeci değildi, zaten kendisinin de böyle bir iddiası olmamıştı. Sistemine felsefe demekle zihinsel eğitimi kastediyor, soylu konular üzerinde konuşmak deyiminden ise devlet için önemli olan konular üzerinde konuşmayı anlıyordu.

Philosophia terimi MÖ 5. yüzyıl Atina'sında genel olarak tarafsız zihinsel bir etkinlik ve kültür anlamında kullanılıyordu. MÖ 4. yüzyılda felsefe retorikten tamamen ayrılmış olmasına karşın, İsoktrates kendisinin karşı çıktığı ve küçümsediği kuru bilgilerle dolu tekhnai (el kitapları) yazarlarıyla karıştırılmak istemiyor ve kendi yaptığı işin felsefe olduğunu söylüyordu.

İsokrates söylev sanatını beceriksizlikleri yüzünden yanıltıcı biçimde kullanan ve bu beceriksizliklerini övgü konusu yapan sofistlere, olanaksız bilgiyi araştırıp faydasız konular üzerinde konuşan felsefecilere ve kendini sadece yasal konularla sınırlandıran mahkeme konuşmacılarının öğretilerine, karşı çıkar. O, söylevciliği hiçbir zaman birçok eski sofistin anladığı gibi yasal alanda pratik bir sonuca ulaştırarak para kazandıran bir araç olarak görmemişti.

İsokrates’in anlayışına göre konuşmak, insanı hayvandan ayıran yeti, her alanda ilerlemenin, uygarlığın ve kültürün temeliydi (Nik. 5- 9; Antid. 253-257). Onun için konuşmak kadar düşünmek de önemliydi (Antid. 244).

Ona göre insan yaşamının gelişimi ve bu yaşamdaki iyiliğin kaynağı logos’tur. İsokrates’in eğitimi logos’un içerdiği anlamlarla (konuşma, sözcük, düşünce, akıl) örtülü bir sistemdir. Bu sistemle birlikte eski Yunan’da siyasal ve hukuksal söylevlerin edebi bir karakter kazandığı ve edebiyat alanına kaydığı gözlemlenir (Antid. 46).

Eğitim anlayışı

İsokrates her şeyi kurallaştıran söylevcilere karşı bir tutum izleyerek eğitim sisteminde zanaatın, bilgi aktarımından çok uygulamalı, gerçekçi ve bireyin doğal yeteneğine öncülük tanıyan bir öğretim anlayışı sergiler (Antid. 185 -188).

İsokrates’in öğretim yöntemleri üzerinde günümüze kalan sınırlı bilgi dağarcığından anlaşıldığı kadarıyla, temel öğretim sistemi sekiz-on kişinin devam ettiği üç dört yıl süren, pratiğe önem veren yoğun bir derstir. Bu dersin esas konularını dilbilgisi, edebiyat ve söylev oluştururken, bunlar üzerinde yapılan araştırmalardan edinilen diğer bilgi çeşitleri genel eğitim anlayışını tamamlamaktadır.

Ona göre bir kişinin başarılı bir söylevci olabilmesi için gerekli üç ölçüt vardı; doğal beceriler, iyi bir öğretmen ve uzun bir eğitim. Bu sayede başarılı bir söylevci olunabilirdi.

İsokrates öğretimde gelenekçi bir yapı sergileyerek Homeros eğitiminin temelini oluşturan paradeigma (tarihten alınacak örnek kişiler ya da olaylar) ve mimesis (tarihteki ünlü kişilere, kahramanlara öykünme) idealarını kendi sistemine uyarlamış ve her zaman öğretmenin öğrenciye, hem konuşma biçemi hem de karakteriyle örnek oluşturması düşüncesini savunmuştur. Bu düşünce Cicero ve Quintilianus’un öğretiminde geçerli olan öykünmenin çekirdeğini oluşturur.

İsokrates edebiyat eğitiminde biçem konusuna önem vererek hiçbir şairin göz ardı edilmemesini istemiş ve Homeros ile Hesiodos üzerine eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşmıştır.

Tarihsel geçmişin öğrenimine de önem veren İsokrates, zihinsel kesinlik sağladığı için matematiğin de öğrenilmesini zorunlu kılmış, matematik çalışmalarına eristik (tartışarak karşıdakinin görüşlerini ne pahasına olursa olsun çürütme) de eklemiştir (Antid. 268). Ancak İsokrates eristik ile uğraşan bazı öğretmenleri kınar ve onların öğrencilere her koşulda nasıl doğru olunacağını öğretmeye çalıştıklarını, yerine getiremeyecekleri sözler verip safsatalarla gerçek dışı bir eğitim sağladıklarını belirtir (Antid. 261).

Ona göre retorik yaratıcı bir sanattır ve öğrencide hayal gücü yüksek, kıpır kıpır bir zihin ister. Retorik sanatıyla uğraşmanın Atina’yı ve Yunanistan’ı eski canlı yaşamına kavuşturacağına inanan İsokrates logos aracılığıyla, toplumun liderleri olacak öğrencilerine en yüce değerleri kazandırmak ve siyaseti olumlu yönde etkilemek, retorikle vatanına iyi liderler ve iyi yurttaşlar sağlamak amacını güdüyordu. Ancak İsokrates retorik sanatına ve bu sanatın amacına gösterdiği tüm iyi niyete karşın felsefecilerin retoriğe karşı edindikleri ön yargıyı silemedi.

Dil ve üslubu

İsokrates, Gorgias’ın antithetik (fikirleri antitezlerle ileri sürmek) üslubunun yerine daha geniş bir üslup kullanmıştır. Uzun cümleler kullanma sanatında usta olarak kabul edilir. Cümleleri o kadar uyumlu ve öyle ustaca kurulmuştur ki, hiçbir zaman daha mükemmel örnekleri yazılamamıştır.

Eserleri

Eserlerinin çoğu politik düşünceler içerir. Söylev sanatı hakkında elimize ulaşmamış bir yapıt yazmıştır. 60 söylevden sadece 21 tanesi günümüze ulaşmıştır. Elimize ulaşmayan bir de ders notları niteliğindeki eseri bulunmaktadır.

Söylevleri

Adli söylevler

Sofistik söylevler

Epideiktik ve politik söylevler

Eğitim ve hitabet hakkında söylevler

Otobiyografi

Övgüler

Mektuplar

Söylevlerle birlikte 9 mektubu elimize ulaşmıştır fakat bunların 4’ünün gerçekliğinden şüphe duyulmaktadır.

1. Mektup: (Philippos’da İsokrates Syracusae’lı I. Dionysos’a yazdığı bir mektuptan söz etmiş, bu 1. mektup olarak adlandırılır)
2. Mektup: Philippos’a yazılmış (344 tarihinde ülkesi ve Philippos’un ülkesi arasında dostluk ilişkileri kurmaya yönelik düşüncelerini dile getirmiş)
3. mektup: Philippos’a yazılmış (Khaironeia’dan sonra Philippos Perslere karşı Yunanlara önderlik etsin diye davet edilmiş)
4. Mektup: Antipater’e yazılmış
5. Mektup: İskender’e yazığı kısa bir mektup
6. Mektup: İason’un çocuklarına yazılmış
9. Mektup: Arkhidamos’a yazılmış(Sadece bazı parçaları elimize ulaşabilmiş)

Kaynakça

Dış bağlantılar

This article is issued from Vikipedi - version of the 3/20/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.