Tarsus

Koordinatlar: 36°55′57″K 34°51′45″D / 36.9325°K 34.8625°D / 36.9325; 34.8625

Tarsus
  İlçe  
Tarsus'un Mersin'deki konumu
Koordinatlar: 36°55′57″K 34°51′45″D / 36.9325°K 34.8625°D / 36.9325; 34.8625
Ülke Türkiye
İl Mersin
Coğrafi bölge Akdeniz Bölgesi
Yönetim
 - Kaymakam Bekir Atmaca [1]
 - Belediye başkanı Şevket Can (MHP)
Yüzölçümü
 - Toplam 2.240 km2 (864,9 mi2)
Rakım 23 m (75 ft)
Nüfus (2015)[2]
 - Toplam 326,063
 - Kır -
 - Şehir 326,063
Zaman dilimi UDAZD (+3)
İnternet sitesi: Tarsus Belediyesi

Tarsus (Hititçe: Tarşa), Mersin ilinin en doğusundaki ilçesidir. İlçe doğuda Adana, batıda Mersin merkez, kuzeyde Pozantı ve Çamlıyayla, güneyde Akdeniz ile çevrilidir. Tarihte en yaygın Kilikya olarak anılan bölgede bulunan ilçenin Hitit Uygarlığı başta olmak üzere köklü bir uygarlık geçmişi vardır.[3] Hititler döneminde Tarsus, Kizzuvatna eyaletinin bir kentiydi. Tarsus, şu anki nüfusuyla Türkiye'nin 54 ilinden büyüktür.

Tarih

İlçe Berdan ovasından (Tarsus ovası) kuzeye doğru engebeli arazi boyunca son yıllarda hızla gelişmektedir. Çok zengin bir tarihi olup, bazı dini inançlar yönünden önemli bir kenttir. Kuran'ın Kehf Suresinde geçen Ashab-ı Kehf (Yedi Uyurlar)ın kaldığı mağaranın Tarsus'ta olduğuna inanılır. İncil (Yeni Ahit)'in yazarlarından biri olan Pavlus da Tarsus doğumludur. Bu sebeple Hristiyanlarca da hac yeri olarak kabul edilmektedir. Kudüs'teki Kıyamet Kilisesinden sonraki en kutsal kilise olan St. Paul kilisesi ve St. Paul kuyusu Tarsus'ta bulunmaktadır. Bunların yanı sıra dünyanın ilk kanalizasyonlu Tarihi Roma Yolu, Roma hamamı da Tarsus'tadır. Kleopatra Kapısı da şehrin en eski kalıntıları arasındadır. 10 km kuzeybatısındaki Taşkuyu mağarası, Şelalesi ve özellikle Tarsus Barajı gezip görülesi yerlerden olup turizm açısından mükemmel bir tarihe ve de doğal güzelliklere sahiptir.

Kuruluşu

Kuruluşu yaklaşık 8.000 yıl öncesine, Yeni Taş Çağı'na dayanan Tarsus'un Çukurova'nın içinde yer alması ve Toros Dağları'ndan İç Anadolu'ya geçit veren Kilikya kapısı sayesinde güneyden gelen göç ve ticaret yolları üzerinde olması, yerleşim yeri olarak seçilmesinde en önemli etkendir. Tarsus'un ismi ve kuruluşu hakkında, mitolojilerde ve eski yazarların anlatımlarında çeşitli bilgiler vardır. Bunların hemen hepsi Roma İmparatorluğu çağlarında, özellikle Augustos döneminde ortaya çıkmıştır ve hiçbiri tarihi bir gerçek olarak kabul edilemez. Mitolojiye göre, Antik Çağlar'da Tarsus Çayı'na, Kilikya'nın yeni halkı Cydnos adını vermiştir. Cydnos, mitolojide nehir tanrısına verilen isimdir. Azra Erhat, Cydnos için şöyle yazar: "Kilikya'da bugün Tarsus Çayı diye bilinen ırmağın tanrısı. Ana tarafından lapetos'un torunu sayılır. Cydnos'un Parthenios adlı bir oğlu olduğu ve Cydnos Irmağı' nın denize döküldüğü yerde bir kent kurup ona Parthenia demiştir. Burası da bugünkü Tarsus'dur."

Mitolojideki Pegasus (kanatlı at) ya da Bellerophontes, Kilikya ovasında yolunu şaşırmış ve Tarsus'un bulunduğu yerde ayağı sakatlanmış olduğundan kente Latince ayak tabanı anlamına gelen Tarsos adı verilmiştir. Bu efsaneyi güçlendiren bir durumda İlyada'da Bellerophontes'in Aleian düzlüklerinde gezindiğinin söylenmesi, o dönemde düzlüklerin de Kilikya ya da Tarza olarak tanımlanması nedeniyle Tarza'nın aslında Tarsus demek olduğu düşünülmüştür. Bu ilişki, Luvi dilinde düzlüklere ya da çukurovalara Tebai (Kilikya) denmesiyle fazlasıyla güçlenmektedir. Diğer bir efsaneye göre kentin kurucusu eski Kilikya Tanrısı Sandon ile bir tuttukları Herakles'dir. Herakles'in resimleri MÖ 4. yüzyıla ait Tarsus sikkeleri üzerinde bulunmaktadır.

Antik gezgin ve coğrafyacı Strabon, "Coğrafya" kitabında kentin kuruluşuyla ilgili olarak: "Tarsos'a gelince o, bir ovada uzanır, İo'yu araştırmak üzere Triptolemosla birlikte dolaşan Argoslular tarafından kurulmuştur." şeklinde bir bilgi verir. Bir efsaneye göre, bu kentin kurucusu Perseus'dur. Mitolojinin kahramanlarından biri olan Perseus, Hitit döneminde Andrasos olarak bilinen bir köyün yerinde Tarsus kentini kurmuştur. Diğer bir efsaneye göre Tarsus, Tarım Tanrıçası Demeter'in oğlu Triptolemos tarafından kurulmuştur. Antik Çağ'da Tarsus önemli bir tarım merkeziydi ve bu özelliği antik Tarsus sikkelerinde betimlenmiştir. Tarsus Mozaiği, 3. yüzyılda yapılan mozaikte Orfeus'un müziği ile vahşi hayvanları uslandırmasına ait tasvir. Antakya müzesi. Tarsus adı ve kentin Kilİkya Kralı Syennessis'in yönetim merkezi olduğu, ilk defa MÖ 401 yılında Ksenephon'un "Anabasis" kitabında belirtilmektedir. MÖ 5. yüzyılın ikinci yarısından İtibaren Tarsus'a ait sikkeler üzerinde, kentin ismi gerek Aramice ve gerekse Grekçe yazı ile Tarz ve Terzi şekillerinde görülmektedir. Tarsus'un bu şekilde bilinen adına çok daha önceleri Asur kaynaklarında rastlanılmaktadır. Asur kaynaklarında, önce Kilikya'nın merkezi olarak bildirilen Tarsus, Asur Kralı 3. Salmannassar (MÖ 859-825) ve Sanherib'e (MÖ 704-681) ait belgelerde Tarzi şeklinde anlatılmaktadır.

İlk yerleşim

Gözlükule Höyüğü'nde yapılan kazılar, bu yörede ilk yerleşmenin Yeni Taş Çağı dönemiyle başladığı ve Orta Tunç Çağı'na değin kesintisiz sürdüğünü ortaya koymuştur.

antik bir kalıntı

Antik Çağ

Bir süre sonra Asur egemenliğinde kalan yöre, daha sonra Persler'in, MÖ 333'te ise Alexander'in (Büyük İskender) yönetimine geçmişti. MÖ 66'da Kilikya bir Roma vilayeti olunca, Tarsus da buranın merkezi durumuna getirilmiştir. Tarsus bu dönemde büyük bir gelişme gösterdi. Tarım ve ticaretin yanı sıra, Cydons'un yatağı taranarak büyük gemilerin bu akarsuda sefer yapmalarının sağlanmasıyla, Doğu Akdeniz, deniz ve kara yollarının birleştiği büyük bir ticaret ve kültür merkezi haline geldi. Yine bu dönemde kentin nüfusunun 450 bin kişiyi aştığı sanılmaktadır. Uzunca bir süre Tarsus dünyanın en büyük kenti olarak kaldı.

Strabon, Tarsus'taki kültür yaşamı hakkında oldukça ayrıntılı bilgiler vermektedir. Strabon, birçok filozof,dil bilgini ve şairlerin Tarsus'ta yaşadığını,onların kültür hayatına olan etkilerini, her konuda büyük bir gelişme içindeki Tarsus'un bir bilim ve üniversite kenti olduğunu, halkın felsefeye ve diğer bilim dallarına büyük ilgi gösterdiğini ve bunları öğrenmeye istekli olduklarını; Tarsus'un bu konuda İskenderiye ve Atina'yı geçtiğini yazmaktadır. Strabon'dan, Tarsus'ta eğitim görenlerin yerli halktan olduğunu ve yabancıların nadir olarak geldiğini,eğitimini bitirenlerin bir kısmının yabancı ülkelere giderek orada eğitimlerine devam ettiklerini öğreniyoruz. Ayrıca Tarsus'ta stoik filozoflardan Antipator, Arhedemos, Nestor, Athenedoros kentleri dolaşarak okul açan Phutiades ve Diogenes, edebiyatçılardan Artemidoros ve Diodoros, Diony-sides'in yaşadığını yazar. Strabon Tarsus hakkında verdiği bilgilerin sonunda : "Roma kenti, Tarsuslu alimleri iyi ispat edebilir çünkü Roma gerek Tarsus'tan gerek İskenderiye'den gelen bu gibi alimlerle doludur." der.Bu bilgilerden Tarsus'un ticaret kenti olma özelliğinin yanında kültür ve üniversiteler kenti de olduğunu ayrıntıları ile öğreniyoruz.

Tarsus'ta Antonius döneminde antik bilim adamlarının yazdıkları büyük kitaplar toplanarak 200.000 ciltlik, dünyada eşi bulunmayan bir kütüphane oluşturulmuştur. Tarsus'taki üniversite, Atina ve iskenderiye üniversitelerinden daha da ünlü idi. Tarsus'ta bulunan yazılı kitabelerde, burasının özgür bir kent olduğu yazılıdır. Tarsus'un özgür kurumlarından, Paulus ve birçok filozof faydalanmışlardır. Kozmopolit bir kent olan Tarsus, Roma yasalarına göre yönetilmiştir.

Yunan kaynaklarında, Tarsus'taki tarihi eserler hakkında verilen bilgilerde; krallık sarayları, pazar yerleri, caddeler, köprüler, hamamlar, çeşmeler, haller, akarsu sahilinde gençlere ait gymnaziyum, stadyum ve Paulus Tapınağı anlatılmaktadır.

Xenophon'dan sonraki antik yazarlar, Cydnos akarsuyunun kentin ortasından geçtiğini yazmaktadırlar. Strabon,Cydnos'un gymnaziyumun yanından geçtiğini, ilk önce Regma denilen bir göle döküldüğünü, burasının Tarsus'un limanı olduğunu ve orada gemi tezgahları ile ticarethanelerin bulunduğunü yazar. Günümüzde de liman etrafında ve liman ile Tarsus arasındaki alanda yerleşim olduğunu ispat edecek izler vardır. Cydnos'tan Tarsus'a kadar gemilerin gelebilmesinin mümkün olduğu birçok yazar tarafından belirtilmekle ve antik Tarihçi Plutarkhos, Kleopatra'nın M.Antonius'u filosu ile birlikte Tarsus'ta ziyaret ettiğini yazar.

Orta Çağ

Tarsus, Orta Çağ'da birçok Arap ve İslam bilgininin ilgi konusu olmuştur. Bunlar, Tarsus'un büyük ve güzel bir kent olduğunu, iç içe iki suru olup, surların beş kapısı ve etrafında hendekleri bulunduğunu yazmaktadırlar.

Arap coğrafyacılar İbn-i Havkal (943), İstahri (951), Idrisî (12. yüzyıl) ve Ebü'l Fida (1273-1331) ile İranlı Coğrafyacı Ibn Hurdazbİh (820-912), Süryani tarihçi, filozof Abü'l-Farac Ibn-ü'I Ibri (1226-1286) yöreyi ve Tarsus'u ziyaret etmişlerdir. Bunlardan Coğrafyacı Ibn-ü'l Fakih'in eserinde "Ebu Süleyman Ferec'in 788 yılında, 5 kapısı ve 87 burcu olan Tarsus kentini ve surlarını onardığını" yazması, Müslüman Araplar'ın kente verdikleri önemin bir örneğidir.

Abbasi halifesi Memun 20 yıl tek halife olarak hüküm sürdükten sonra Tarsus'ta 48 yaşındayken 9 Ağustos 833'de ölmüştür. Sıcak bir yaz gününde Tarsus'ta bir dere kenarında kardeşi Ebu İshak'la birlikte otururken oraya gelen bir hayvan yükünden aldığı hurmayı yemesinden sonra çok ateşlenip hastalandıktan sonra öldüğü bildirilir. İlk Abbası halifelerinin mezar yerleri saklanmakla beraber, Memun'un Tarsus'ta gömüldüğü çok muhtemeldir.[4]

Osmanlı Dönemi

Ünlü Osmanlı Kaptanı, coğrafyacı ve haritacı Piri Reis'in yazdığı "Kitab-ı Bahriye" adlı eserinin 4. cildinde Tarsus'la ilgili bilgiler bulunmaktadır. "...Tarsus deniz kenarından üç mil kadar içerde ova üzerinde kurulmuş bir kasabadır. Önünden Tarsus Çayı akar. Burada bulunan gölün (Rehg-rna=Aynaz) içine sandallar girerek 6 kulaç suda demir atarlar."

1671 yılında Tarsus'a gelen Evliya Çelebi, Tarsus hakkında şu bilgileri vermektedir

:"... Tarsus kalesi bir düzlük üzerinde, denizden bir saat uzaklıkta, daire biçiminde olup Halife Memun yapısıdır. Çevresi 500 adım, iki kat sağlam bir kaledir. Tümüyle hendekle çevrilidir. Kalenin içinde üstü toprak damlı evlerle dolu üç mahalle vardır. Kalenin üç kapısı (batıda iskele, doğuda Adana, kuzeyde Bağ kapıları) vardır. Mevcut 15 cami içinde Eski Cami hicretten 300 yıl önce yapılmış, kiliseden bozma bir yapı idi. Geriboz kapısının iki yanında arslan, kaplan ve ejderha suretleri vardır ki, insan görünce korkar. Avının üstüne konmuş bir doğan sureti vardır ki sanki canlıdır. Bu garip acayip eserlerin tümü mermer taşından yapılmıştır. Yine bu kapının iki yanında beyaz mermer kitabeler içinde renk renk kufi yazı ile Arapça ve Süryanice yazılmış görmeye değer yazılar vardır ki, insan hayran kalır. Tarsus'da ayrıca 5 kilise, 6 medrese, 7 Hıristiyan sıbyan mektebi, 2 hamam, 2 han ve 317 dükkân vardır, İbrahim Halife Camii'ne bitişik 80 dükkân kagir bina kentin bedestenidir. Tüm sokakları kaldırımlıdır. Çünkü, temiz kumlu yollar olduğundan asla çamur olmaz. Tatlı limonu (lime), turuncu, zeytini, inciri, nar, hurma ve servileri, şeker kamışı, pamuğu meşhurdur. Verimli sahradır, âlâ camus yeridir. Bu kale içinden Bulgar Akarsuyu geçip Akdeniz'e karışır. Bu kentin suyu ve havası ağır olduğundan, bahardan sonra kentte bir tek kişi kalmayıp Bulgar yaylasına çıkarlar. Bu kalenin kuzey tarafında küçük bir iç kaleciği vardır. Gayet mamurdur. Her tarafı hendektir. Etrafı 500 adımdır. Yedi kuledir. Dizdarı ve neferleri yaylaya gidemediklerinden renkleri sarıdır. Halkı Rum, Gürcü, Ermeni ve Türkmen'dir. Arap fellahları da vardır. Minareleri Arabistan tarzındadır."

Haçlı Seferleri ardından yörede kurulan Kilikya Ermeni Krallığı'nın egemenliğine, Memlükler'in vasalı Ramazanoğulları Türkmen Beyliği 1359'da son verdi. Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferi ardından 1517'de Osmanlı egemenliğine giren Tarsus, önce Kıbrıs Eyaleti'ne, daha sonra da Adana Eyaleti'ne bağlı bir sancak merkezi oldu.

Yakın tarih

Osmanlı İmparatorluğu'nun güçlü koruması altında 1832 yılına kadar herhangi bir işgale uğramayan Tarsus, bu yılda Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa'nın, Çukurova'yı işgal etmesi ile 8 yıl kadar Mısır egemenliğinde kaldı. Bu dönemde Tarsus ovası yeni baştan planlı bir tarımsal üretime açılmış, Mısır'dan getirtilen uzun lifli pamuk burada daha geniş alanlarda üretilmeye başlanmıştır. Bataklıklar kurutulmuş, yeni su kanalları açılmış, Mısır'dan deneyimli tarım işçileri getirtilerek verimli ürün elde edilmiştir. 1839'da Kütahya anlaşmasıyla Osmanlılara iade edildi.

19. yüzyılın ortalarından itibaren dünya ticaret sistemine Mersin limanı yoluyla bağlantı kurmuş, kent bu dönemde kültür, ticaret ve özellikle tarım ve tarıma bağlı ekonomide, büyük gelişmeler elde etmiştir. İlçede halen ayakta duran tarihi mahallelerde gördüğümüz kimisi saray yavrusu, iki-üç katlı varsıl konutlar, bu dönem zenginliğini yansıtan sivil mimarlık örnekleridir. İlçede büyük bir grup oluşturan Gayrimüslimlere ait çok sayıda kilise inşa edilmiş, halen önemli bir eğitim kurumu olan Tarsus Amerikan Lisesi, ABD'liler tarafından kurulmuştur. Kentte hala önemli bir hıristiyan nüfus yaşamaktadır.

Tarsus, 1877'de Adana Vilayeti'ne bağlı bir sancak olmuştur. 7000 yıl süreyle kesintisiz devam eden önemli konumuyla yüksek uygarlık düzeyine çıkan Tarsus, 19. yüzyıl sonlarında yapılan ihmaller sonucunda denizle bağlantısı kesilmiş, deltadaki Aynaz gölü bataklığa dönüşmüştür. Bu kentin gelişmesini etkileyen başlıca olumsuz faktörlerden bindir. I. Dünya Savaşı'nın ardından 17 Aralık 1918'de Fransızlar tarafından işgal edilmiş, Kurtuluş Savaşı'nın ardından 20 Ekim 1921'de imzalanan Ankara Anlaşmasıyla işgal sona ermiştir.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu ile birlikte bataklıklar kurutulmuş, Berdan Çayı üzerinde baraj inşa edilmiş, her türlü tarımsal üretime elverişli çalışmalar yapılmış, karayolu ve demiryolu ağlarının üzerinde olmasıyla yeniden hızlı bir gelişme içine girmiştir, ilçede başta tekstil olmak üzere çok sayıda sanayi kuruluşu faaliyet göstermektedir. 1813 nüfus sayimlarina göre halki Ermeni,Yunan, Süryani, Türkmen, Arap nusayrilerden olusmaktadir

Nüfus

Yıl Toplam Şehir Kır
1965[5] 143.419 57.737 85.682
1970[6] 162.220 74.510 87.710
1975[7] 198.894 102.186 96.708
1980[8] 219.673 121.074 98.599
1985[9] 263.573 146.502 117.071
1990[10] 290.633 187.508 103.125
2000[11] 348.205 216.382 131.823
2007[12] 318.553 229.921 88.632
2008[13] 303.661 228.471 75.190
2009[14] 308.681 233.436 75.245
2010[15] 312.573 238.276 74.297
2011[16] 316.925 241.876 75.049
2012[17] 318.615 245.671 72.944
2013[18] 321.403 321.403 veri yok
2014[19] 323.961 323.961 veri yok
2015[20] 326.063 326.063 veri yok

Ekonomi

MÖ 5000 yılına dayanan tarihinde görkemli dönemler yaşayan, çeşitli uygarlıklara kent merkezliği yapan, doğulu kervanların uğrak yeri ve ticaret merkezi olan ilçe, bu ticari özelliğini günümüzde de korumaya çalışmaktadır. Bereketli topraklara sahip olan Çukurova’da her türlü ziraatın yapılması ve sanayinin ham maddesi olan ürünlerin bolluğu, bu bölgede sanayinin gelişmesinde en önemli faktör olmuş. 1800'lü yılların ikinci yarısında, bölge potansiyelinin farkında olan yabancı ülkeler, pamuğun ilk işleme biçimi olan çırçır fabrikalarını faaliyete sokmuştur. Çırçır işletmelerinden iplik fabrikasına ilk geçiş, 1887 yılında Mavromati ve Şürekası İplik Fabrikası'nın açılmasıyla gerçekleşmiştir. 1920'de bölgede Tarsus Konserve Osmanlı A.Ş. kurulmuş ve Tarsus sanayisi daha da gelişmeye başlamıştır. Türkiye'de ilk elektrik enerjisi 15 Eylül 1902'de ilçede üretilmiş.

Tarsus'un Ticaret Borsası'ndaki yıllık işlem hacmi 36 milyon lira dolaylarındadır. Bölge, ülke ekonomisinin küçülme tehlikesi yaşadığı dönemlerde bile üretime devam etmeyi başarmış ve hatta ihracat yapmıştır.Tarsus’tan yurt dışına satılan malların büyük çoğunluğunu tarıma dayalı sanayi ürünleri oluşturmaktadır. İhracatın %65’ini tekstil ürünleri kapsar. Bunun dışında gelişmiş sektörler arasında gıda, inşaat ve metal sayılabilir. Tarsus'un en çok dış satım yaptığı ülkeler arsında Fransa, Hollanda ve ABD yer almaktadır. Tarsus'ta Çukurova Sanayi,Berdan Tekstil, İzocam, Trakya Cam ve Çukurova Makina İmalat Sanayi gibi önemli tesisler yer almaktadır. Ancak bu fabrikalar dışında ekonomide çok büyük bir durgunluk vardır.

Tarsus'un ekonomisinde tarım önemli gelir kaynağıdır.Türkiyenin en verimli toprakları yine Tarsustadır. 202.400 hektarlık ilçe toprağının 154.902 hektarı tarım arazisi, 62.786 hektarı orman ve fundalık, 4080 hektarı çayır ve mera, 20.632 hektarı tarım dışı arazidir. Tarım alanlarının büyük bölümünün sulanması, gübrelenmesi ve yeni tekniklerin uygulanması ile toprağın verimi artırılmakta, ürünler iyi değerlendirilmektedir. Mersin ilinin en verimli ve en geniş tarım arazisi, Tarsus'un ovalık yöresindedir. Bununla beraber iklimin tarıma elverişli olması bu arazilerde her çeşit tarımın yapılmasını sağlamaktadır. Ovalık araziler de, ilkbaharda turfanda sebze ve meyveler, daha sonra sebze, kiraz ve üzüm ekilmektedir.

Kış mevsiminde ise papaya, liçi, ananas, portakal, mandalina ve limon meyvelerinden başka kışlık sebzeler de ekilir. Pamuk, susam ve soya gibi yağlı tohumlu bitkilerden tahılların her çeşidine kadar tarla ürünlerinin ekimi bu verimli arazilerde yapılır. Yine Tarsus'ta iyi kalitede Kolombiya kahvesi üretimi denemeleri olumlu sonuç vermiştir.. Tarsus'un bazı köylerinde kurulan sığır İslah istasyonlarında çok verimli Holştayn tipi sığırlar yetiştirilmektedir.

Sanayi yönünden de Mersin'in Merkez'den sonra en gelişmiş ilçesi Tarsus'dur. İlçenin tarım ürünlerini değerlendiren sanayi kuruluşları dışında, ülke ekonomisi için önemli olan tarım aletleri, makine yedek parçaları, takım tezgahları yapan fabrikalar, şekerli yiyecek imalathaneleri, tuğla ve seramik fabrikaları, tekstil fabrikaları ve otomotiv sanayi vardır.

Yerel Medya Kuruluşları

Yerel TV Kanalları

Yerel Radyo Kanalları

Bazı Yerel Gazeteler

Diğer Basın-Yayın Kuruluşları

Gezilecek yerler

St. Paul Klisesi

Yöresel Yemekler

Tarsus ilçesindeki mahalleler[21]

Hakkında Yapılan Filmler

Yönetmenliğini Umut Hacıfevzioğlu'nun yaptığı senaryosunu Uğur Pişmanlık'ın yazdığı "Antik Çağda Tarsus ve Felsefe" belgeseli.

TRT Belgesel Kanalı için çekilen ve danışmanlığını Uğur Pişmanlık'ın yaptığı "Çıplak Mahallesi" belgeseli.

Kaynakça

  1. http://www.tarsus.gov.tr/
  2. "2014 genel nüfus sayımı verileri" (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 10 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://www.webcitation.org/6WFCzZmKO. Erişim tarihi: 10 Şubat 2015.
  3. http://www.tarsus.gov.tr/default_B1.aspx?content=199
  4. Tabarı tarihinin İngilizceye çeviricilerinden olan J.L.Kraemer'nin bu çeviri eserde yazdığına göre Memun'un mezarı Tarsus'tadır. Muhammad ibn Jarir al-Tabari (İng. çev. M. Fishbein) (1989) The History of al-Tabari Cilt XXXI: The War Between Brothers Albany:SUNY. (İngilizce)
  5. "1965 genel nüfus sayımı verileri" (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://www.webcitation.org/6Bspn46ww. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  6. "1970 genel nüfus sayımı verileri" (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://www.webcitation.org/6BtnMISHF. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  7. "1975 genel nüfus sayımı verileri" (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://www.webcitation.org/6BtpxvE1d. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  8. "1980 genel nüfus sayımı verileri" (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://www.webcitation.org/6Btud53IH. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  9. "1985 genel nüfus sayımı verileri" (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://www.webcitation.org/6BtwgszYW. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  10. "1990 genel nüfus sayımı verileri" (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://www.webcitation.org/6BtyJbEuk. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  11. "2000 genel nüfus sayımı verileri" (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://www.webcitation.org/6Bu0RqAg7. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  12. "2007 genel nüfus sayımı verileri" (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://www.webcitation.org/6Bu1xQY61. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  13. "2008 genel nüfus sayımı verileri" (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://www.webcitation.org/6Bu3mSt9J. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  14. "2009 genel nüfus sayımı verileri" (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://www.webcitation.org/6BuCzc26D. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  15. "2010 genel nüfus sayımı verileri" (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://www.webcitation.org/6BuFZqQMX. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  16. "2011 genel nüfus sayımı verileri" (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://www.webcitation.org/6BuGtTzlN. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  17. "2012 genel nüfus sayımı verileri" (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 20 Şubat 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://www.webcitation.org/6EZxjGaBH. Erişim tarihi: 8 Mart 2013.
  18. "2013 genel nüfus sayımı verileri" (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 15 Şubat 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://www.webcitation.org/6NPUudwCn. Erişim tarihi: 15 Şubat 2014.
  19. "2014 genel nüfus sayımı verileri" (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 10 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://www.webcitation.org/6WFCzZmKO. Erişim tarihi: 10 Şubat 2015.
  20. "2015 genel nüfus sayımı verileri" (html) (Doğrudan bir kaynak olmayıp ilgili veriye ulaşmak için sorgulama yapılmalıdır). Türkiye İstatistik Kurumu. https://biruni.tuik.gov.tr/medas/. Erişim tarihi: 13 Nisan 2016.
  21. http://www.haritamap.com/ilce/tarsus-mersin

Dış bağlantılar

This article is issued from Vikipedi - version of the 12/16/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.