Napolyon'un Rusya Seferi

Napolyon'un Rusya Seferi
Napolyon Savaşları

Napolyon'un Moskova'dan Geri Çekilmesi, Adolph Northen'in çalışması.
Tarih24 Haziran-30 Aralık 1812
BölgeRusya İmparatorluğu
SonuçRusya'nın zaferi, Müttefik Fransız ordusunun yok edilişi.
Taraflar

Fransa Fransa İmparatorluğu

Müttefikler:
Avusturya İmparatorluğu Avusturya
Prusya Krallığı Prusya
Rusya İmparatorluğu Rusya İmparatorluğu
Komutanlar ve liderler
Fransa Napolyon Bonapart
Fransa Louis Alexandre Berthier
Fransa Louis Nicolas Davout
Fransa Michel Ney
Fransa Jacques MacDonald
Fransa Nicolas Oudinot
Jérôme Bonaparte
Józef Poniatowski
Joachim Murat
Eugène de Beauharnais
Avusturya İmparatorluğu Karl Philipp
Prusya Krallığı Johann Yorck

Rusya İmparatorluğu I. Aleksandr
Rusya İmparatorluğu Mihail Kutuzov
Rusya İmparatorluğu Mihail Bogdanoviç Barclay de Tolly
Rusya İmparatorluğu Pyotr Bagration 
Rusya İmparatorluğu Peter Wittgenstein

Rusya İmparatorluğu Alexander Tormasov
Rusya İmparatorluğu Pavel Chichagov

Napolyon'un Rusya Seferi, Napoléon Bonaparte tarafından Rusya'ya karşı yönetilen sefer (24 Haziran-30 Aralık 1812).

Nedenler

Napoléon’un Rusya Seferinin en önemli sebebi şüphesiz ki Rusya’nın Napoléon’un kurduğu kıtasal sistemden çekilmesidir.[1] Bir yandan Çar Aleksandr'ın Erfurt'taki taahhütlerini yerine getirmemesi (Wagram Savaşı sırasında, Galiçya'da Avusturya'ya karşı savaşmaması, 1809), ve İngiliz malları da içinde olmak üzere denizden gelen bütün malların Rusya'ya girişini serbestçe kabul edip karayoluyla gelen Fransız ürünlerini vergilendiren (Kıta Ablukası'nı parçalayan önlem) 31 Aralık 1810 tarihli Çar buyruğu; öte yandan Napoléon'un bir Avusturyalı prensesle evlenişi, çarın bir kayınbiraderinin mülkü olan Oldenburg'u ilhak edişi (22 Ocak 1811) ve Varşova Grandüklüğü temel alınarak Polonya'nın yeniden kurulması, Rusya ile Fransa arasındaki anlaşmazlığın nedenleriydi.

Her iki devlet de destek kazanarak çatışmaya hazırlanıyordu; Ruslar Türkler ile barış imzaladı (Bükreş Antlaşması, 28 Mayıs 1812) ve İsveç'in desteğini sağladı (Petersburg Antlaşması, 5 Nisan 1812); Fransızlar ise, önce Prusya'nın (24 Şubat 1812), sonra da Avusturya'nın ittifakını sağladı (14 Mart 1812) ve İngiltere'nin uyguladığı deniz denetiminden rahatsız olup ona savaş ilan eden (18 Haziran 1812) Amerika Birleşik Devletleri'nin dolaysız desteğini kazandılar.

Güçler

Harekatta, önceliği elinde bulundurmak isteyen Napoléon Büyük Ordu'yu (Grande Armée) yeniden düzenledi. Yalnızca 300,000'i Fransız olan bu ordunun öteki yarısı vasal ya da müttefik ülkelerce sağlanmıştı. Bunlar arasında Schwarzenberg Prensi Karl Philipp komutasındaki 34,000 Avusturyalı ile General Ludwig Yorck von Wartenburg komutasındaki 20,000 Prusyalı'yı özellikle belirtmek gerekir. Napoléon, 1811'den başlayarak Almanya'da toplamaya giriştiği Büyük Ordu'yu Vistül kıyısına nakletti. Kendisinden Prusya'yı ve İsveç Pomeranyası'nı boşaltmasını isteyen (Nisan 1812) Çar Aleksandr'a cevap vermeksizin Dresden'e gitti; orada Avusturya imparatoru, Prusya kralı ve birçok Alman prensiyle buluştu (25-28 Mayıs 1812); sonra da Nyemen üzerindeki sınıra giderek (24 Haziran 1812) Kaunas'ta (Kovno) sınırı aştı. Ordusunun merkezinde, Barclay de Tolly komutasındaki I. Rus Ordusu'nun (120,000 asker) karşısında 218,000 askeri vardı. Sağ kanadı (Jérôme Bonaparte, 75,000 asker ve Schwarzenberg 34,000 asker), Pyotr Bagrasyan'ın komutasındaki II. Rus Ordusu'nun (yaklaşık 40,000 asker) karşısındaydı. Sol kanadındaysa Yorck (20,000 asker) ve özellikle de Tilsit'te karargah kurmuş olan Jacques MacDonald (32,000 asker) yer almıştı.

İstila

24 Haziran 1812'de Napoléon Orduları Nyemen üzerindeki Kaunas'ta (Kovno) sınırı aştı. Yorck ve MacDonald, Wittgenstein'in koruduğu (20,000 asker) Riga yönünde kuzeye doğru saldırıya geçti. Güneyden gelen Rus takviye kuvvetleri (Aleksandır Tormasov komutasındaki birlikler ve Pavel Çiçagov komutasındaki Tuna Ordusu) cepheye ulaşmadan önce işi bitirmek isteyen Napoléon, askerlerini cebri yürüyüşlerle yorgun düşürdü. Ama düşman durmaksızın geriliyordu. 28 Haziranda Vilna'yı, 28 Temmuzda da Vitebsk'i alan Napoléon, on beş gün kararsız kaldıktan sonra 12 Ağustosta yeniden yola çıktı ve 18 Ağustos günü, Barclay de Tolly ile Bagrasyan'ın bir gün önce kaçmadan yerle bir ettikleri Smolensk'i aldı. Napoléon burada da kararsız kaldı. Ama gene de Polonyalılar'a Polonya Krallığı'nın yeniden kurulması, Ruslar'a da serfliğin ortadan kaldırılması vaadinde bulunmaktan kaçındı. Oysa bu iki vaat, Polonyalılar ile Rus köylüsünü onun tarafına çekebilirdi. Netekim din sapkını istilacılara karşı Ortodoks papazlar tarafından ayaklandırılan Rus köylüsü, firarlar ve hastalıklar dolayısıyla zaten gücü azalmış Büyük Ordu'nun tek tek ele geçirdikleri bütün askerlerini öldürüyordu.

Moskova'ya yürüyüş

Charles Joseph Minard tarafından çizilmiş, Napolyon'un Moskova Seferi'nin akış haritası.

Napoléon, bu durum karşısında 20 Ağustos günü Moskova'ya doğru yeniden yola koyuldu, ama bu kez, dövüşmeye kararlı bir hasımla karşılaştı: gururu kırılmış olan kamuoyu Çarın, Barclay de Tolly'nin yerine başkomutanlığa Mihail İllarionoviç Kutuzov'u atamasını sağlamıştı. Moskova'yı savunmakla görevlendirilen Kutuzov, Borodino'da savaşı kabul etti.

7 Eylül 1812 günü gerçekleşen Borodino Savaşı, Moskova’nın yaklaşık 110 km batısında, Moskova Nehri üstündeki köprübaşında yapıldı. Napolyon Ordularını durdurmayı başarmakla birlikte Rus Ordusu'nun kayıpları, mevzileri uzun süre elde tutabilecek durumda değildi. Bu çatışma, tam bir insan kıyımı oldu; Fransızlar 30,000, Ruslar 50,000 kişi yitirdiler. 7 Eylül'de savaşı kazanan Napoléon, Moskova'ya 14 Eylül günü girdi. Ama şehir, 15 Eylülden 18 Eylül'e kadar süren ve kaynağı tartışmalı (bir olasılıkla Moskova askeri valisi Fyodor Rostopçin'in teşvikiyle) kalan yangınlarla harap oldu. Bu arada Rus ordusu da şehrin güneyine çekilmiş bulunuyordu. Tam kırk gün çarın pazarlığa oturmasını boşuna bekleyen ve artık kışın iyice yaklaşmasından ürken Napoléon, ileri karakollarına yönelik bir Rus saldırısının (Tarutino yakınlarında Vinkovo, 18 Ekim) ertesi günü, geri çekilme emri verdi.

Geri çekilme

1812'de, İllaryon Pryanişnikov'un çalışması.

24 Ekimdeki Maloyaroslavets Muharebesinden sonra Borodino üzerinden Smolensk yoluna dönmek zorunda kalan Fransız ordusu, açlıktan ve 5 Kasım'dan başlayarak da soğuktan (-35 derece) kırılarak, Kazaklar, gönüllü askerler ve köylüler tarafından hırpalanarak ve Kutuzov tarafından da yakından izlenerek eridi.

Napoléon, birleşmek üzere kuzey ve güneyden ilerleyen Wittgenstein ve Çiçagov kuvvetlerince kuşatılmaktan kurtulmak için Krasnoye'de Dinyeper yoluna (15-18 Kasım) ve özellikle Berezina Geçidine (25-29 Kasım) yüklenmek zorunda kaldı ve bu arada kendi ordusu da çok ağır koşullar altında bulunan Rus başkomutanının hesaplı hareketsizliğinden yararlandı. 3 Aralık sabahı yayımladığı trajik bildiriyle felaketi açıklayan ve Paris'te General Claude François de Malet'nin bir ayaklanmaya giriştiği haberini alan Napoléon, Smorgon'da, başkomutanlığı Joachim Murat'ya, başkomutan yardımcılığını da Louis Alexandre Berthier'ye bırakarak orduyu terk etti (5 Aralık) ve Paris'e doğru kızakla yola çıktı. Kuzey kanatta Yorck'un ihanetine ve güney kanatta Schwarzenberg'in kayıtsızlığına rağmen Nyemen'i geçen (30 aralık) Büyük Ordu'nun son kalıntıları Prusya hastanelerine dağıldı (10,000 asker). Macdonald, Reynier ve Schwarzenberg de 55,000 asker daha getirdi. Napoléon toplam olarak yarım milyon asker kaybetti; 400,000'i öldürülmüş, 100,000'i esir alınmıştı. Bu durum üzerine Yorck (Tauroggen, 30 aralık 1812) ve Schwarzenberg (Zeycz, 30 ocak 1813), Ruslar ile tarafsızlık anlaşmaları imzaladılar. Ruslar da, yan hatları tamamen açıkta kalmış olan Büyük Ordu'yu Almanya'ya doğru çekilmek zorunda bıraktılar.

Etkiler

Rusların zaferi Napolyon Savaşları'nda kesin bir dönüm noktası oldu; Yenilgi Napoléon'un Avrupa'da hakimiyet kurma tutkusuna büyük bir darbe vurduğu gibi nihayetinde Napoléon'un iktidarını kaybetmesine neden oldu. Napoléon'un Moskova'ya kadar ulaşmasına karşın, amansız kış koşullarında tam bir bozgun içinde geri çekilmek zorunda kalması, Avrupa halklarının cephelerinin yönünü Fransa'ya çevirmelerinde önemli bir dönüm noktası oldu. Claude François de Malet'nin darbe girişimi üzerine aceleyle Paris'e dönen Napoléon, yeni bir ordu kurmak için vergi ve askerlik yükünü artırma yoluna gidince Fransa halkını da karşısına aldı.

Rusya tarihinde Vatanseverlik Savaşı adıyla bilinen bu zafer ulusal kimliği güçlendirerek, Rus milliyetçiliği üzerinde büyük etki yaptı. Bu zaferin Rusya tarihindeki ayrı bir önemi de, güçlenen milliyetçiliğin, ülkede modernleşme yönünde güçlü bir isteğe dönüşerek takip eden yüz yıl içinde bir dizi devrime neden olacak olmasıydı.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Dış bağlantılar

This article is issued from Vikipedi - version of the 1/5/2017. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.